Yüksel Aksu ile Sinema ve Toplum
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Edebiyat Fakültesi Öğrenci
Temsilciliği ve Sosyoloji Kulübü‘nün desteği ile düzenlenen Sinema ve
Toplum Söyleşisi, Senarist, Yönetmen, İÜ İletisim Fakültesi eski Ögretim
Üyesi ve “Dondurmam Gaymak“ filmiyle Oscar‘a aday olan Yapımcı Yüksel
Aksu’nun söyleşisi, Golden Globe ödüllerine aday olan Yapımcı ve
Yönetmen Semra Güzel Korver eşliğinde 3 Mart’ta İÜ Edebiyat
Fakültesi’nde gerçekleşti
AJANS ÜNİVERSİTE – Nuran ATIŞ
“Dondurmam Gaymak” filmiyle ilk kez
Türkiye’de Oscar Ödülleri’ne aday olan Yüksel Aksu, kendi filmlerini tek
kelimeyle “Karnavalizm” olarak tanımladı ve “Karnavalesk” ortamının
sadece Ege’de olduğunu düşünüyorum” diyerek, neden Ege Bölgesi’nde film
çektiğini açıkladı.
“Sosyoloji ve Sinema Kardeştir”
Aksu, “Sosyolojik bir sinema olduğu için çok iyi tepkiler ve eleştiriler alıyorum, o eleştirilere katılıyorum, sosyoloji ve sinema kardeştir” diyerek sinema ve sosyolojiyi bağdaştırdı. Ayrıca sosyolojinin 19.yy’a kadar bir stil olarak görüldüğünü ekleyen Aksu, her sanat eseri bir sosyolojik olgudur ama sinema diğer sanat dalları içinde en fazla sosyolojiyle çalışan daldır” şeklinde konuştu. 1895’te Paris Grand Cafe’de Lumiere Kardeşler’in sinemayı icat ettiğini ekleyen Aksu, “Sinemanın profesyonellerin elinde olmasından rahatsız oldum, bu yüzden bu işi seçtim” şeklinde konuştu.
Aksu, “Sosyolojik bir sinema olduğu için çok iyi tepkiler ve eleştiriler alıyorum, o eleştirilere katılıyorum, sosyoloji ve sinema kardeştir” diyerek sinema ve sosyolojiyi bağdaştırdı. Ayrıca sosyolojinin 19.yy’a kadar bir stil olarak görüldüğünü ekleyen Aksu, her sanat eseri bir sosyolojik olgudur ama sinema diğer sanat dalları içinde en fazla sosyolojiyle çalışan daldır” şeklinde konuştu. 1895’te Paris Grand Cafe’de Lumiere Kardeşler’in sinemayı icat ettiğini ekleyen Aksu, “Sinemanın profesyonellerin elinde olmasından rahatsız oldum, bu yüzden bu işi seçtim” şeklinde konuştu.
“Başlarda Herkes Gibi Şöhret Olmak İçin Başladım”
Yönetmenliğe başlamasının sebebini, “Başlarda herkes gibi şöhret olmak için başladım. Seyyar satıcılıktan geliyorum. Aslında insanları yönetmek istedim, olmayınca o kompleksimi sinemaya yönelttim ama en çok senaristliği sevdim. Senaryoda kendinle baş başasın, yönetmen iktidarsızlığın iktidarı oluyor, kenarda bağıran bir teknik direktör gibisin” ifadelerini kullandı. Sinemanın sanatı zorlayan bir durum olduğunu anlatan Aksu, son filmini yine sosyolojiyle bağdaştırarak “Özellikle son filmim dini konularda hassas bir konu, sette sürekli iki imam danışman olarak bulundu ”diyerek filmindeki farklılıkları vurguladı ve farklı inançlara saygı duyuyorum” dedi. “İftarlık Gazoz” filminde Cem Yılmaz’ın rol aldığına değinen Aksu, “Haber değerinin olması normal, Cem Yılmaz benden ve birçok insandan popüler. Önüne geçmek gibi bir kompleksim yok, ürünlerini seven bir insanım” dedi.
Yönetmenliğe başlamasının sebebini, “Başlarda herkes gibi şöhret olmak için başladım. Seyyar satıcılıktan geliyorum. Aslında insanları yönetmek istedim, olmayınca o kompleksimi sinemaya yönelttim ama en çok senaristliği sevdim. Senaryoda kendinle baş başasın, yönetmen iktidarsızlığın iktidarı oluyor, kenarda bağıran bir teknik direktör gibisin” ifadelerini kullandı. Sinemanın sanatı zorlayan bir durum olduğunu anlatan Aksu, son filmini yine sosyolojiyle bağdaştırarak “Özellikle son filmim dini konularda hassas bir konu, sette sürekli iki imam danışman olarak bulundu ”diyerek filmindeki farklılıkları vurguladı ve farklı inançlara saygı duyuyorum” dedi. “İftarlık Gazoz” filminde Cem Yılmaz’ın rol aldığına değinen Aksu, “Haber değerinin olması normal, Cem Yılmaz benden ve birçok insandan popüler. Önüne geçmek gibi bir kompleksim yok, ürünlerini seven bir insanım” dedi.
Soru cevap kısmına geçildikten sonra Yüksel
Aksu’ya, Dekan Prof. Dr. Hayati Develi’den İstanbul Üniversitesi’nin ana
kapısının temsili hediyesi verildi.
Yorumlar
Yorum Gönder